VELi YILMAZ

İç Dünyamız

İç dünyamızı bakir bir bahçe, el değmemiş doğa harikası olduğunu düşünürüz bizler, bizim gibiler.
*
Kafasını kuma gömmeyip, azıcık kafasını doğrultuğunu düşünenler. Etrafta salınarak duran bembeyaz nergisleri, selam duran harikuladem gülleri, görürler kafasını yıldızlara kadar kaldıranlar.
*
Bu bahçenin mis kokan limon çiçeği, enfes kokan portakal çiçeği ve gelin gibi süslenmiş, yanakları al al olmuş bir de narına yandığım nar vardır, bahçedeki güzellikleri tatlandıran.
*
Sabah ezanı yeni verilmekte, ahşap masanın üzerinde şekersiz bir Türk kahvesi, buz gibi bir bardak suyun eşliğinde ve üzerindeki buğusu ile o enfes kahve.
*
Tan yeni ağırmakta herkes yataklarında. Sonra en güzel an, yalnızlığın ve sen. Dereden gelen şırıltı, hiçbir zaman bu kadar net duyulmaz.

*
Sabah oldu merhaba dedi balıklar derenin berraklığına ve olanca arılığına, kuşlarsa konsere başlamak için şeflerini beklemekteler.
*
Bir çiğ tanesi gülün üzerinde saflığı temsilen beklemekte. Sararan çim neredeyse hiç yok mertebesinde.
*
Konuklarıma merhaba diyorum, kahvenin koyu telvesi harikulade tatla ağzıma değmek üzereyken onlara. İnanılmayacak güzellikte fevkalâde alımlı kelebekler uçuyor orada burada.
*
Arılar hangi çiçeğe konacağının seçimini yapıyor. Kuşların konseri tüm ihtişamıyla sürdü geliyor.
*
Ne kadar da güzel konuşuyoruz, ne kadar da güzel arkadaşız, iç dünyamızda yaşayan mekan sahipleriyle.
*
Zaman zaman zararlı olan bir şeyler dadanıyor, iç dünyamız olarak tanımladığımız bu güzelbahçeye.
*
Bizde izin vermemeliyiz dostlarımızla birlikte suni olan her şeye.
*
Kurumuş çalıları, sararan otları temizlemeliyiz iç dünya'mız dediğimiz gönül bahçemizden, zararı dokunmasın yeni aşılanmış ağaçlara, canım fidanlara.
*
Kirletmesin kötü fikirler, deremizi, tepemizi, üzerinde yakamozlar oluşmuş denizimizi. Saf berraklığı ile kaldıkça deremiz, tepemiz, denizimiz o zaman ışıldayan gözlerle bakarız semaya biz.
*
Gökyüzü bizim mavi çatımız; mavi çatının altında yaşayanlar bizim konumuz komşumuz.
*
İç dünya'mız dediğimiz gönül bahçemizden faydalanır dostumuz, dostlarımız elmasından, narından, limonundan, portakalından. Bir de gül ağacı var.
*
O ağacın üstünde hem kırmızısı var ve hem de beyazı güllerin. Kırmızıyı hiç güldeki kadar kırmızı görmemişsinizdir.
*
Birde beyazı var ne kadarda zariftir birbilseniz. Bizim gül ağacımız da, gül bahçemizde dikensiz.
*
İsteyen istediği gülü koklayabilir doyasıya, üzmeden, kırmadan, incitmeden, örselemeden, kötü söz söylemeden, güle sen nasıl bir gülsün demeden.
*
Bunları derseniz, gözyaşlarına doyamaz bahçe. Gözyaşlarında ıslanmak istemiyorsan şayet, anlamadan, dinlemeden, kırmamalısın çiçeklerin kalbini.
*
Kötü sözün, bağırıp çağırmanın, kabalığın yeri yok bu iç dünyası denen harika bahçede. Bunlar yoksa çıkar doyasıya tadını o görkemli bahçenin.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *