VELi YILMAZ

Çocuk ve Uçurtma

Biz çocukları niçin severiz. Yetişkin insanlar öyle herkes tarafından çok sevilmezler ama çocuklar herkesçe sevilir, hoş görülür.
*
Çünkü çocuğun düşleri saf ve bakirdir. Senin için kötü düşünmez.
*
Onun gözleri ufuktadır içi içine sığmaz. Her çocuk elma yanakları ve ışıldayan gözleriyle bakarlar etrafa, hiçbir şeyleri siyah değildir onların.
*
Rengârenk bir çiçek tarlası gibidir bakışları. Özgürdür onlar uçurtma misali, uçurtma yükseldikçe mutlu olurlar, rengârenk kâğıtlardan yapılmış uçurtmanın peşinden derin ufka baka kalırlar.
*
Eşsiz maviliğin içindeki enginliği hisseder çocuklar, uçurtmanın ardından baktıkça ve onu selamladıkça.
*
Bir de selam kâğıdı vardır bilmem bilirmisiniz uçurtmanın ipinde, adeta uçurtmaya ulaşırlar, yıldırım hızıyla.
*
Selam kâğıdı beyazdır aklığı temsilen. Çocuk o uçurtma ile bir olmuştur adeta uçurtmanın bir parçasıdır, uçurtma gibi enginliğin peşinden, uçsuz bucaksız maviliğin bir parçası, katışıksız saflığın bir yanıdır adeta, elma yanaklı çocuk elinde tuttuğu uçurtmanın ipiyle.
*
Heyecanlı bir serüvenin peşinde yol alır, uçurtma ile birlikte burnunu çeken, ablak yüzlü, beyaz tenli bu çocuk. Sevgi Onun için sonsuzluğu temsil eder, çünkü o uçurtması ile birlikte sonsuz sevginin kendine gülümseyen renklerin bir parçasıdır aslında.
*
Çocuk mutlu olmayı amaçlamıştır uçurtmasıyla. Birçok çocuk vardır, uçurtma uçurtmak için yanında yakınında.
*
Hepsi bir araya toplanmıştır, özgürlüğün nefesini ablak yüzü çocuk dâhil, hissetmek için hep birlikte beraberce.
*
Heyecan verir ablak yüzlü çocuğa ve yanındakilere, özgürlüğün içinde bir sülün gibi salınan kâğıttan uçurtmalar. Ve en görkemli olanları ise, çok uzaklara gidebilen çıtalı olanlar.
*
Yere indiğinde kocaman, gökyüzünde, ufkun ötesine ulaştığında nokta kadar, o nokta kadar görülen uçurtma devasa bir büyüklüğü temsil etmekte ablak yüzlü çocuğun gözünde.
*
Elinde tuttuğu ipi ile bağlanır o tarifsiz enginliğe. Hayat ne kadar da tozpembedir, uçurtmanın ipini tutan ablak yüzlü, yamalı pantolonlu, burnunu çeken o çocuğa.
*
Umurunda değil top sahası denen açık alanda hissettiği soğukluk, kulağının yanından ıslık çalarak geçen rüzgâr, ayakkabısının yırtığından ayağının içinde dalgalanan soğuk yağmur suyu.
*
Üzerinde annesinin ördüğü kırmızılı, beyazlı kazağı vardır gökkuşağından emanet alınmışçasına.
*
Üşümüştür elleri, güçlükle tutmaktadır uçurtmanın ipini.
*
Ama her ne olursa olsun vazgeçmek istemez özgürlüğün doyumsuz lezzetinden, vazgeçmek istemez çünkü özgürlük ve mutluluk aynı şeydir ablak yüzlü çocuk için aslında.
*
Uçurtma sembolleşmiştir, özgürlüğü yakalamak için, mutluluğu hissetmek için ablak yüzlü çocuğun aklında. Hava kararmış olsa da, Sonbahar soğuk yüzünü hissettirse de, annesinden işiteceği azarı bilse de, vazgeçmek istemez ablak yüzlü çocuk, özgürlük ve mutluluğun ipini elinden bırakmak istemez.
*
Mutluluğu ve özgürlüğü anbean tatmak ve onun bir parçası olmak ablak yüzlü çocuk için hayallerin ötesini keşfe çıkmaktır.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *