VELi YILMAZ

Kadınlarımız

Toplumun yarısıdır onlar, bizleri dünyaya getirendir onlar ama ikinci sınıf olarak görülmek istenen yine onlar.
*
Sevda Türküleri yakılmıştır onlara, şiirlere destanlara konu olmuştur kadınlarımız, analarımız bacılarımız, başımıza taç ettiklerimiz.
*
Namus için savaşıp top mermisini sırtlayan onlar. Göğüs göğüse savaşıp terini kanına karıştıran onlar.
*
Sütünü kan revan içinde bebeğine içiren yine onlar. Gözünü kırpmadan vatan toprağı için çarpışan yine onlar.
*
Kadınlarımız bizim kadınlarımız ama değeri ahırdaki öküzümüzden sonra gelen yine onlar.
*
Kadınlarımız, analarımız, bacılarımız, karılarımız.
*
Her türlü melanete reva görülen, hayatın yarısı değil, yarım hayattır değer olarak biçilen ve değersizleştirilen kadınlarımız.
*
Baş tacı olması gereken, lüzum görüldüğü zaman başımın tacısın denen, kadınlar bizim kadınlarımız. Bir kuru ekmeği bölüşüp yiyen,  tek kuru soğanın cücüğünü dahi sana veren, bizim kıymetlilerimiz bizim kadınlarımız.
*
Her daim koltuğun altında savaşa hazır müfreze gibi bekleyen, bu kadınlar bizim. Sen açken, oda aç; sen yerken de, doymanı bekleyen bu kadınlar bizim kadınlarımız.
*
En çok sevilmeyi, saygıyı, hoşgörüyü, değer verilmeyi, hak eden kadın; işte onlar bizim kadınlarımız.
*
Bizleri 9 ay karnında besleyip büyüten, hastalandığımızda başucumuzda bekleyen bu kadınlar bizim kadınlarımız.
*
Büyüsün, okusun diye çabalayan, eline ekmeğini alsın diye yok olanı var etmeye çalışan, dişinden tırnağından artırdıklarını senin için harcayan, bu kadınlar bizim kadınlarımız.
*
Hasta olma diye başına yastık, üstüne yorgan olan bu kadınlar bizim ama değersizliğin dehlizlerine terk ettiğimiz, lüzumsuz gibi önemsemediğimiz, kıymetsiz olarak gördüğümüz, bu kadınlar yine bizim kadınlarımız.
*
Önemsemeyiz, görmeyiz yapılanları çoğu zaman.
*
Vefa duygusu yok olmuştur içimizde konu kadına dönünce.
*
Kimi zaman bir hiçlik mertebesinde bahsederiz kadınlarımızdan bezgince.
*
Sahipsiz bir nesnedir, kıymeti harbiyesi olmayan değersizliğin sembolüdür.
*
Vefa kavramı hiçe sayılınca. Yapılanı görmeyiz çoğu zaman, ama erkek kadın bu ikisi, bir elmanın yarısı.
*
Hâlbuki fiziki güç değil esas olan, zihni melekelerdir ağırlığı oluşturan.
*
Böyle bakalım kınalı ellere, bizim diğer yarımıza kadınlarımıza.
*
Unutmayalım namusumuz için verdikleri büyük mücadeleyi ve haysiyetin, şerefin, ahlakın faziletini bilen ve bu uğurda kanının son damlasına kadar feda eden bu kadınlar bizim kadınlarımız.
*
Unutmayalım Halide edip'i erkekten daha erkek, yaktığı meşale ile en önde, çoban ateşleri peşinde. *
Unutmayalım işgal edilen İstanbul'u, işgal yıllarında İstanbul'un göbeğinde binlere ulaşan kalabalığa "kardeşlerim" diye seslenişini o kahraman kadının.
*
Kaç erkek cesaret edebilir, göze alabilir, böyle büyük bir kalabalığa böyle büyük bir nida’yla hatiplik etmeyi. Halka düşmana karşı başkaldırması için önderlik eden o,yani bizim atamız, yani bizim kadınımız, yani bizim anamız.
*
Unutmayalım Kara Fatma’yı, yaptığı hizmetlerin karşılığı olarak bağlanan maaşı dahi almadığını.
*
Unutmayalım Şerife Bacıyı, Nezahat Onbaşıyı Halime Çavuşu, Hafız Selman İzbeyliyi, Gördesli Makbule’yi, Çete Emir Ayşe'yi, Tayyar Rahime’yi ismini sayamadığımız daha nicelerini.
*
Hepsi bu toprakların yüz akı ve hepsi bu toprakların anaları, bacıları ve hepsi birer çoban yıldızı, ardından yürünen yürünmesi gereken.
*
Ahlak ve fazilet kavramını bu topraklara kanıyla yazan ve tüm dünyanın kafasına vura vura anlatan, ruhları şad olsun diye el açıp dualar ettiğimiz bu kadınlar bizim.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *