VELi YILMAZ

Daha Yukarıda Ne Varsa?

Nehri geçerken ırmakta boğulmak;
Yaşam gerçekten baş döndürücü bir şekilde akıp gidiyor.
Siz yerinizde mi duruyor sanıyorsunuz sevdiklerinizin..
Son gülüşten sonra geçen zamanı saydınız mı?
Son gözyaşını silerken zamana baktınız mı?
Geride bıraktıklarınıza bir bakın hele,
Yeşilin tonu giderken, mavi simsiyah.
Yaşam doğumdan mezara hep mücadele ile geçiyor.
Kimi şansının yardımıyla kuş gibi uçarken; kiminin paçası tele takılıyor.
Etrafına bakıyor, etrafındakileri olup bitenleri anlamaya çalışıyor.
Hep bir neden çıkıyor karşınıza
O nedenin temeline iniyor nihayet;
Sevgisizlik mi diyorsunuz kendi kendinize veyahut başaramadığımız gülümsemede mi bir eksiklik var diye bir işaret koyuyorsun kenarına yaşamın.
Evden dualarla çıkıyor, selam veriyorsun.. Allah’ın selamı esirgeyecek haliniz yok ya,
Koşup giderken düşmemek için adımlarınızı sağlam atıyorsunuz aklınızda.
İlla ki bir taşa dokunmakta var sonunda haliyle;
Hayırlısı diyorsunuz, hayırlısıyla yaşamın kıyısından geçip gidiyorsunuz.
Çevrene olan saygınlığınız prestijiniz artırıyor, evet itibar görüyorsunuz.
İtibar gördükçe bakış açıları değişiyor
Dikkatler üzerinde süzülüyor insanın…
Nobel’i almaktan söz etmiyorum, ya da Eyfel Kulesine tırmanmaktan da…
Şu omurga meselesi diyoruz biz buna,
Formülü de, aritmetiği de, geometresi de böyle bu işin.
Zaten siz kendinizi anlatmayın bu saçma olur, saçma olunca da siz kaybolursunuz…
Sırtınızdaki o samimi el’i gerçekten hissettirmek gerek, dağılırsınız.
Kaç kere anlattığınızın önemi yok
Zaten bildiğini okuyacak, hep kendisini akıllı sanmıyor mu kendince,
Çürümüşlüğün kitabını yazsa, kâğıtlar, mürekkepler yetmez..
Basit bir anlatımdır bu, sade durdurarak özünden vurmaktır.
Yaşama dair mutlaka aklınızı ucundan geçenleri de okuyanlar vardır elbet,
Diken gibidirler,
Dikkat etmek gerek, batarsa beyniniz yakar, sizden olanları alıp içine çeker.
Ah! Ah! sulu muhabbetlerin uzadığı geceler,
Boş bardak misali devrilince kırılan dostluklar,
Sizi anlamamak için haince, insafsızca, alçakça konulan pusular.
Kitabınızda yoktur biliyoruz, kitabınızda yazdığınız çok şeyler var not alıyorsunuz.
Yahu bir çift doğru kelam etmek neden zordur şu fırıldak zamanda,
Sessizce kenarından geçmek varken belanın sizi yaralayan şu kem sözleri…
Nehri geçerken ırmakta boğulmak diyoruz biz buna.
Kıyasıya mücadele ondan sonra mı başlıyor ne?
Ağlamayı da, gülmeyi de yeniden mi düşünüyor insan.
Çember daraldıkça, akrep yaklaştıkça, ateş yükseldikçe kaçıp kurtulacağınız yer neresidir?
Şu yüreğinizin koca sesini dinleyin o zaman.
Yüreğinizin size söylediklerini.
Ben kimim derken geçmişten bugüne biriktirdiklerinizi düşünün
Göreceksiniz çekil bükülecek, demir eriyecek, taş kırılacak, su akacak, kurulan tuzaklar başa çalınacaktır.
Şereftir o, dik durmadır, adamlıktır, adam olabilmektir.
Tart bakalım kaç kilo ediyor, ya da ton
Daha yukarısında ne varsa?

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *