VELi YILMAZ

Yaşam Döngüsü

İnsan;

Yaşamını kendince öngörebilen olgular üzerine oturtmaya çalışan,

Ve böylece belirsizliği belirgin hale dönüştürmek suretiyle nesnel yani; elle tutulabilir gözle görülebilir, fark edilebilir, beş duyu organı ile algılanabilinen bir konuma dönüştürmek ister.

Gelecekte neler olacağını, yaşam da kendini nelerin beklediğini bilmek,

İnsanoğlu var olduğundan bu yana merak uyandıran bir konu haline gelmiştir.

Bu çerçevede de görüleceği üzere tarihten bu taraf süregelen yaşam içerisinde önemli kâhinlik merkezlerinin kurulmuş olduğu görülmektedir.

Bunlardan birkaç tanesini örnek vermek gerekirse,

Side Apollon Kehanet Merkezi,

Yunanistan'da Delphi Tapınağı'nı söyleyebiliriz. Tarihte Keltler bu konuya büyük önem veren bir topluluk olarak görünmektedir.

Diğer taraftan…

Pagan Kültürü'de bu durumda vazgeçilmez bir kavramdır.

Türk öğretilerinde ise Şaman Ayinleri gelecekten haber vermeyi içerirdi.

Yukarıda izaha çalıştıklarımızdan hareketle, gelecekten bir şekilde haberdar olmak, toplumların gerçek beklentisi haline dönüşmüştür. Zamanımızda ise bu konu, mevzuyu analiz ederek sonuçlar çıkarmak, bu sonuçlara bağlı doğru öngörüleri hesaplamak, sayısal veriler kullanmak, bu sayısal verilerin temelinde istatistiki rakamları incelemek, buradan yola çıkarak bir tümdengelim yapmak biçiminde öngörüsü mevzusu yaşama egemen olmuştur.

Burada önemli olan istenen sonucu oluşturabilmek maksadıyla belirli yol ve yöntemlerini belirlemek, amaca en yakın sonucu oluşturmak, ortalama bir insanın genel argümanı çerçevesinde görülmektedir.

İstenen neticeye ulaşmak için teknolojiden ciddi şekilde istifade edilmiş ve gelecekte de bu doğrultuda bilimsel ve teknik çalışmalar devam ettiği anlaşılmaktadır.

Bu konuyu dev adımlarla ilerlemekte olan, Microsoft Ceo'su önsözünü yazdığı Sanayi 4.0 adlı kitabında açıkca ortaya koymuş ve konuyu detaylandırmıştır.

Özellikle süper zekâ kavramının, akıllı robot biliminin insan hayatının beklediği arzuladığı sonuçlara ulaşabilme bağlamında yukarıda ifadelendirmeye çalıştığımız, yol ve yöntem açısından çare üretebileceği düşünülmektedir.

İnsan yaşamında netice itibariyle yaşamın ruhuna uygun olarak, doğan her canlı sonuç olarak ölecek ve belki bir buğday başağında, belki bir gül ağacının yaprağında, belki de bir canlının hayat bulmasına vesile olacaktır.

Dolayısıyla yaşam döngüsü içinde doğan her canlı "Bir gün ölümü tadacaktır" sonucu kaçınılmaz olarak çokça bellidir.

Lakin bu sonuca varıncaya kadar neler yaşandığı, hangi zorluklardan geçildiği, bu yaşam içinde neler ürettiğimiz, yaşanan bu hayata hangi katkıları sunduğumuz, canlının yaşamını nihayetlendikten sonra da, geride bırakmış olduğumuz izlerin, geleceği nasıl aydınlatacağı ya da aydınlatmayacağı önemlidir.

Bir diğer konu ise insan olarak vasıflandırdığımız, eşref – i mahlûkat, yaşamı sonlanıncaya dek yürüdüğü bu harita üzerinde ki yollara dilediği ve istediği kadar müdahale edememekte.

Yani yürüdüğü yolu, dilediği gibi biçimlendirmemektedir. Yol üzerinde olabildiğince, taşı toprağı belki bir parça öteleyebilir.

Zira iradesi cüzidir.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *