VELi YILMAZ

Bizler dünden bugüne olmasını istediğimiz her şeyin hayalini hep kurmuşuzdur.
*
İnsanlık tarihi boyunca bu durum,  bizim her zaman bir yönümüzü temsil etmiştir.
*
Denize kuşbakışı bakan, ada’ları gören evde oturarak ve bir fincan kahve yudumlayarak mevcut durumun tadını çıkarmadan, pek tabii bir villa da oturuyormuş gibi düşleriz.
*
En marka kıyafetlere sahip olmuş olsakta şunu da almalıydık biçiminde fikirler üretiriz.
*
Netice olarak sahip olduklarımız ile yetinmemek ve şükretmemek gibi tasvip edilmemesi gereken bir düşünce modeline dalarız çoğu zaman
*
Çok çabuk tüketiyor ve çok çabuk istiyoruz umduklarımızı.
*
Durumunuz aslında her şeyi bir anda bitirebilmek kabiliyetine sahip, ruhumuz sindirim sistemi olmayan adeta piranalara benzemektedir.
*
Hep benim olsun ve hepsi benim olsun gibi bir anlayışa sahip olduğumuz çarpık düşüncelerin nedeni nedir?

*
İçimizde zapt edilemeyen kontrolsüz şu günahlarımızın sorumlusu bir yanımız,  ne için vardır?
*
Bu bitip tükenmez sonu gelmez gözlerin doyumsuz nedeni nedir?
Yoksa bizler iblis dediğimize bütün kötü düşüncelerimizi yüklerken, acaba İblis'i içimizde mi yaşatıyoruz..
Yoksa;

Tüm günahların ana sorumlusu bizlermiyiz?

*
Yüksek zekaya sahip olan biz insanlar aslında, şeytanımız ile birlikte mi yaşıyoruz?!

*
Bitmez tükenmez arzularımız; biz yerine beni, bizler yerine onlar kavramını önceleyen bu düşüncelerimiz nedendir.
*
Niçin daha vicdanlı ve toplumcu bireyler olma yerine bireysel sadece ve sadece ben kavramı öne çıkarıyoruz?
*
Niçin vicdanımızın sesine daha fazla kulak vermiyoruz da onu duymazdan geliyoruz.
*
Kendi eksik yanlarımızı, hatalarımızı niçin hiç görmüyoruz da hep başkasının hatalarını görüyor kulak kabartıyoruz.

*
"Kötülük kürk olsa kimse sırtına giymez" diye bilinir.
*
*Niçin öncelikle bu kürkü biz giyiniyoruz peki; hep bir başkasının sırtında görmek istiyoruz.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *