VELi YILMAZ

Merhaba

Bir çiçek sepetindeki koku,
Sizi ıslatan ince bir yağmur
*
Arkasından gelen minik bir kar tanesi.
Pencerenin kenarında yem bekleyen kuşlar.
*

Güne merhaba diyen güneş..
Çağlayan ırmak, coşkun denizin dalgaları
*

Kucaklaşan insanlar,
Meydanlarda kahkaha atarcasına gülen çocuklar,
Tezgâhtaki simit,
*

Fırından yeni çıkmış bir ekmek
Güvercinler arasında süpürgesini sallayan çöpçü,
Kamyon egzosu
Sinir bozucu klakson,
*

Pencereden sallanan halı, apartman merdivenindeki ayak izleri.
Kapıcıya verdiğiniz istek listesi
Bir kalıp sabun, bir mandal.
*

Bir tuğla, bir taş.
Binanın altındaki minik lokantadan kokan mis gibi çorba,
*

El arabasına kum koyan inşaat işçisi,
Kaldırımdan yürüyen parfüm kokulu kız,
Yudumladığımız kahve,
*
Akşam voltası,
Denizin mavisi,
Bir balıkçı teknesinin içerisinde dolu palamut,
*

Yolcu teknesi, limonata dolu bardaklar
Ve alınterinin verdiği gurur.
Sılaya özlem mısraları
*
Aşığın sazından çıkan özlem dolu dizeler.
Tezkere zamanı
Annenin boynuna sarılış
Babanın gizli gözyaşları, sen bıraktığında kocaman olmuş kundaktaki bebe.
*
Neredeyse bir tabloya dönüşmüş üzüm taneleri
Mürekkep kutusundaki divit,
Ve gelen ayrılık vakti.
*
Eviriyoruz, çeviriyoruz hepsi merhaba ile başlıyor, merhaba ile bitiyor.
*
Kısa insan ömrünün hepsinin içindekiler ve yazamadıklarımız merhabalar arasında kaybolup gidiyor.
*
Keşke, zamanı durdurabilmek mümkün olsa,
*
Daha çok merhaba desek, daha çok sevsek kardeşliği, dostluğu sevgiyi.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *