VELi YILMAZ

Keşkeli Geçmiş Zaman

Gözüne baktıklarınla, ortak bir şeyleri paylaşmak zorunda olduklarınla,
*
Aynı payda da buluşamıyorsan, konuşamıyorsan, geçtik bunları, selamlaşamıyorsan,
*
Şakülü kaymış, dengesi şaşmış hayatı kucakladığınız, birlikteliği parçaladığınız, farklı yönlere savrulduğunuz bir döneme merhaba dediniz demektir artık.
*
Senin evet dediğine diğeri hayır diyecek, onun normal bulduğunu sen anormal bulacaksın, olmaması için bahaneler, yapılmaması için çözümsüzlükler, yapıcı olmamak yıkıcı olmak ortak tercih olacak ilişkilerinizde.
*
Oluşan ve tedavi edilmeyen bir küçük yara, onulmaz önüne geçilmez devasa bir yara olmuştu aslında.
*
Sizlerin derinlerinde insani özde, yoktur aslında böyle bir yara.
*
Esen soğuk rüzgârlar, kararmış hava, ıslık çalan fırtına aslında yapay olarak oluşturduğumuz bir hava.
*
Sen ben havası ihtiva etmez özü. İhtiras; hırçın ve kırıcı bir rekabet; özün dışında, kabuktan ibaret soyut bir kavrama işaret.
*
Hâlbuki hayat rıhtımından demir alırsa gemilerden biri, geride kalan maziye bakar gözleri nemli.
*
O hırslandığı, hırsını alamadığı, içini acıttığına inandığı, nefretinin buğday başakları kadar çok olduğunu düşündüğü, o insan ne çok kanattı şimdi içini.
*
Ne çok fırtınalar koptu benliğinde, benliğinin derinliklerinde, ağlamak sızlanmak nafile artık, gemi kalkmıştır bağlı olduğu limandan.
*
Üzülmek, dövünmek, boşa kürek çekmektir artık. Geri gel de barışalım demek boş lakırdıdır artık.
*
Gel affettim demek boşlukta kaybolan boş bir nidadır artık.
*
Öyleyse hak vaki olmadan tekrar merhaba demek, tekrar karşısında gülümseyebilmek, bu yolda revan olmak ve keşke dehlizlerine dalmamak gerek.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *