VELi YILMAZ

Kağıttan Gemiler

Çocukluğumuzun geçtiği o evler kırmızı boyalı tek katlı bahçeli evlerdi.
*
Kapısında elma ağaçları, kayısı ve vişne ağaçları ile kaplı görkemli bahçe yer alıyordu.
*
Ne kadar da güzel görünürdü, başarılı bir ressamın elinden çıkmış bir tablo gibi.
*
Bahçe kapısına kadar uzanan betondan yapılmış patika bir yol.
*
Dışarıya çıktığımızda oyun alanı olarak seçmiş olduğumuz arsa ve yağmur yağdıktan sonra toprak yumuşadıktan sonra inşaat çivisi ile çamura saplama yarışı yaptığımız o alan bizim en güzel dünyamızdı.
*
İşe yaramaz atılması gereken çelikten imal bilyalı rulmanları tahta arabalara eklerdik.
*
Adına tornet derdik.
*
O tornetlerin güçlü sesiyle kayardık caddeden aşağıya.
*
Çizgili pijamalı yaşlı amca kovalarda bizleri.
*
En uzak gittiğimiz eskiden adı golf kulübü olan şimdilerde  ismi Altınpark olarak anılan çam ağaçlarının bol olduğu yeşilli bir mekan.
*
Bir kısmına giriş yasaktı bu mekanın.
*
Gizemli gelir merak ettirirdi orası girmemizin yasak olduğu o alan.
*
Oraya farklı değişik yabancılar gelir diye etrafta anlatırlardı.
*
Oraya gittiğini söyledi ismini hatırlamadığım bir arkadaşım.
*
Oranın çok güzel olduğundan dem vurur, yabancı insanların orayı kullandığını anlatır, duvar üzerinde tellerle çevrili bu güzel olduğunu düşündüğümüz ihtişamlı ormanlık alan.
*
Top sahamız vardı uçsuz bucaksız topraklar bir alan beyaza boyalı kale direkleri karşılıklı. Havanın nasıl karardığını anlamazdık oynarken orada.
*
Annem sizi asacağım oraya, top sahasımıdır nedir adı batasıca alana.
*
Bizim küçük dünyamızda büyük yer kaplardı top sahası dediğimiz herkesin kendini ispat alanı olan bu mekân.
*
Günlerden bir gün yaş taş olan kardeşim gitmişti İstanbul’a.  
*
Dönme dolaba bindiğini anlattı bize, kocaman dönme dolap ev kadarmış adeta.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *