VELi YILMAZ

Hayata Dair

Yaşamın keşmekeşliğine bırakmışız kendimizi.
*
Nasıl söyleyelim, günler haftaları, haftalar ayları kovalar durumda.
*
Anlamsız hırslar uğruna kaçırıyoruz zamanı, hayatı.
*
Kontrolsüz biçimde "her şey benim olsun" güdüsüyle hareket ederek,  mutlu yaşamı öncelemeyen bir yol seçmişiz kendimize.
*
Aslında bu hırsla hareket ederek gerçek zenginliği kaybediyoruz.
*
Bitmez tükenmez " benim olsun" anlayışı, gereğinden fazlasına sahip olma arzusu, büyük bir alev olarak içimizde yangına bir labirent misali kargaşaya dönüşmüş gibi.
*
Hâlbuki bu büyük ateşle, içimizdeki yemyeşil ağaçları yakıyoruz, çiçekleri solduruyoruz.
*
O yemyeşil ağaçların sakinlerini, evlerinden yurtlarından ediyoruz.
*
Yangının kararttığı hava, güneş ışığını göstermez oluyor. Bunun böyle olduğunu ne yazık ki göremiyoruz, yada görmek istemiyoruz.
*
Kendi hakkımızla, kendi payımıza düşen ile yetinmeyip; gözümüz hep daha çoğunda ve başkalarının payında.
*
Bırakalım kendi payımızı, başkaları ile paylaşmayı, olması gerekenin dışına çıkarak bu konuda en büyük ve ciddi özensizliği gösteriyoruz.
*
Şayet var olanla yetinebilsek, kendi yetinmemiz gerekenin bir kısmını ihtiyacı olanlarla paylaşabilmiş olsak,  gönül bahçemiz ne kadar enfes ne kadar göz kamaştırıcı, iç açıcı bir güzelliğe sahip olur.
*
Hava ne kadar pırıltılı, bahçemiz ne kadar mis kokulu olur.
*
İnsanı hayvanlardan ayıran temel özellik olarak, düşünebilme yetisinin armağan edilmiş olduğu, temel bir gerçek olarak sunulur.
*
Dolayısıyla;
Bu armağanın bir neticesi olarak, insanın analitik düşünme yeteneği öne çıkarılarak, doğru yargılarda bulabileceği mevzusuna vurgu yapılır.
*
Lakin bu denli donanımlı yaratılan insanoğlu, donanımsız olduğu söylenen hayvanlardan, yaşamsal olduğu bilinen en temel kavramlar bağlamında geride kalmaktadır.
*
Doğanın en vahşi canlıları dahi, kendine yeteni kadarını yemekte, tüketmekte ya da İhtiyacı kadarını arzulamaktadır.
*
Tüketemediği kararını ise, sahiplenmemekte ve kalanını diğer canlılara sunmaktadır.
*
Bu durumda hangi ırk daha uygar, hangi ırk yaşamsal şerefiyede daha yakın, ya da hangi ırk daha barbardır.
*
İnsanoğluna göre cenneti yaşayan, zeka olarak bizden geri saydığınız hayvanlar değil midir?

*
İnsanda olması gereken erdemli hayatı, hayvanlar sürdürmektedirler.
*
Bu açık gerçek, insanoğlu tarafından yadsınmaktadır.
*
Şayet konu erdemse, ahlak ve hukuk nazariyesi önce insanoğluna lazım ve insanoğlu için elzem.
*
Hayvan dediğimiz canlılar, insana göre yaşamsal döngü içinde; mutluluğu, huzuru yakalamış ve gökkuşağının yedi rengine sahip, yaban laleleri arasında birbirine gülümseyen, varlıklardır.  
*
İnsan bazen aşağı canlılar olarak düşündüğü bu yaratılmışlardan biri olmak istiyor.

Not: Yazıda kullanmış olduğum resim ödüllü fotoğraf sanatçısı Gümüşhaneli Mustafa Zengin’e aittir. Kendilerine göstermiş olduğu anlayıştan ötürü teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum..

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *