VELi YILMAZ

Düşler Ve Gerçekler

Düşler kurarız yaşam denen yolda. Pembeler denizine revan oluruz, zaman zaman.
*
Olumlu görürüz uğruna, ruh-u revan olduğumuz yolları. O Hülyaya ulaşabilmek için, ölesiye çalışırız.
*
Dizlerimiz de derman kalmasa da, biz yine de koşmayı sürdürürüz, alabildiğine. Tüm ruhumuzu aktarırız, revan olduğumuz pembe yola.
*
Düşlerimizde gelinlikleri ile elma ağaçları, al renkli yaban laleleri, başı dik gelincik tarlaları vardır ve her şey, çok güzel olacaktır.
*
Her şey olumlu olacaktır. Bizler uçurtmanın kuyruğuna takılmış, ılık bir meltemle sağa, sola salınmaktayızdır.
*
Daha yolu yürürken, savaş kazanmış kumandan edası vardır, bizlerde. Çünkü düşlerimizde kazanmışızdır, biz o meydan muharebelerini, kaç cephede savaşacağımızı bilmeden.
*
Yüzümüzde gülümsemeler, eksik olmaz. Koştukça koşarız, kırklı yaşlarımızı geçmemizi göz ardı ederek, yirmili yaşların enerjisi ile. Neye bastığımızın, hangi mobbinglere maruz kaldığımızın önemi yoktur.
*
Dizlerde kalmayan dermana bakmamışızdır bizler. Adeta yerle yeksan oluncaya kadar, savaşı sürdürmüşüzdür her yanda.
Biz gül bahçesindeyizdir çünkü. Çünkü gül ne kadar harikuladeyse, dikeni de bir o kadar can yakar demişizdir, kendi kendimize.
*
Güzelliğe giden hiçbir yol, dikensiz gül bahçesinden geçmez demişiz, içimizde bizi rahatsız eden sese.
*
Bütün gelişmeler, zorluktan doğar demişizdir, içimizde koşmak istemeyen, muhalefete. Çünkü kalbinizin bizim için çizdiği bir tablo vardır, cennetten Köşe.
*
Hayallerimizin peşinden, adeta tüm varımız yoğumuzla ilerlemekteyizdir. İçimiz içimize sığmaz, kurduğumuz süslü düşleri düşünürken.
*
Gökkuşağının üzerindeyiz biz bazen, güneşi tutarız. Bazen yıldızları toplarız, gökyüzünden. Ama bir süre sonra ne yürüyecek ayakkabı kalmıştır ayakta, nede derman kalmıştır dizilerde.
*
Yaşlanmış beden ve zihin, artık karşı durmaktadır bizlere. İçimizdeki çocuğun, kıkırtıları işitilmez olmuştur. Artık düşlerin pembeliğinden kurtulup, ayağımız suya ermiştir.
*
Gerçekle karşılaşılmıştır. Gerçek olan, gül bahçesinin var olmadığıdır. Biz gül filan koklamamışızdır, aslında.
*
Bizim sağımızda, solumuzda yaralar açan, sedef ağacının dikeni olduğunu, neden sonra anlarız.
*
Garip bir hüzün asılır yüzümüze. Yüreğimize bir şeyler çöreklenir. Gerçekle yüz yüze kalınmıştır artık. Ağır, boyumuzu çok aşan, bedeller ödenmiştir.
*
Karşılığı ise tam anlamıyla, hiçlik mertebesinde, bir fiyaskodur bakıldığında. Gerçeklerle yüzleşilmiştir artık.
*
Soğuk bir ırmağa düşmüş gibiyizdir adeta. Titreten gerçeklikle karşılaşılmıştır. Yaban lalelerinin, ne kendi vardır, nede al renkleri. Papatyalar görünmemektedir, belki de küsmüşlerdir bizlere.
*
Elma ağaçları gelin olmamış aslında. Bu kadar mücadelenin ardından varılan nokta, bize hiç duygusunu yaşatan, kuru çatlak topraklardır aslında.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *