VELi YILMAZ

Dağların Garipliği Yaylalara Yansır

Şafak daha yeni söküyordu.
Evin kapısının yavaşça gıcırdadığını duydum.
*

Birden babamın sert, bir o kadar da keskin sesi ortalığı çınlattı.
-‘’Kalkın, hazırlanın; gidiyoruz’!!
*
Doğrusu nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Babanın sesi bu; yataktan fırlamayanın aklına şaşarsın değil mi?
*
Annem yatakları çoktan katlamıştı.
Belli ki bu yolculuk babamı o kadar heyecanlandırmıştı ki, son günlerin en neşeli hali dudaklarındaki ıslığa yansımıştı.
*
Hala nereye gideceğimiz konusunda bir fikir sahibi değildik
Ablam, Kız kardeşim ve ben gözlerimizi sile sile yataktan kalktık.
*
Üstümüzü başımızı nasıl giyinmiştik, hatırlamıyoruz bile.
Yaylacılık kültürü maalesef ortadan kaldırılan tarım kültürü ortadan kaldırılan
*
Annemle babamın heyecanı çok fazlaydı doğrusu
Hayvanlarımız bile süslenmiş püslenmişti çoktan.
*

Az sonra evimizin alt tarafından geçen dev kamyon bu hazırlığın niçin yapıldığını açıkça gösteriyordu:
‘’Yaylaya gidiyorduk’!
*

Evet, yaylacılık çok eskilerden beri önemli bir geçim kaynağı idi.
Yazın dayanılmaz sıcağından kaçmak isteyen özellikle hayvancılıkla uğraşanlar ve o temiz havayı sonuna kadar hissetmek isteyenler kilometrelerce yukarı gelerek yaylalarda alıyordu soluğu.
*
Hele o nazlı kızın başına takılan püskül için verilen mücadele istek görülmeye değerdi.
*
Yaylalara yolculuk çam ağaçlarının kokusu arasında bir başkaydı
Yolda karşılaştığımız koyun sürüsü sanki o günün dokusuna uygun vaziyetteydi. Yolun madalyonu gibiydi.
*
Yaylaya çıkmak en lüks tatil köyünde dinlenmekten farksızdı bizim için.
Hayvanlarımızla kardeş gibiydik.
*
Ağıldan çıkan kuzuların sesi melodi gibiydi, Çomar’ın sesi ise kudretli bir gücün simgesi.
*
Yaylalarda sonbahara doğru biçilen ot’un bile bir neşesi vardı.
*

Hele yayla şenlikleri dağları gelin gibi süslerdi
Bir yılın yorgunluğunu atmak isteyen yöre halkı ve gurbetçiler bir düğüne gelir gibi şenlikleri özlerdi.
*

Yaylacılığın son dönemine bakıldığında özellikle Karadeniz’de bir özlem yaşanır.
Dağların garipliği yaylalara yansır.
Hele son döneminde rengi sararır üzüntüden.
*
Evet maalesef yaylacılık kültür bugün yüzüstü bırakılırcasına boynu bükük bırakılmıştır. Çünkü başta hayvancılık geçim kaynağından çıkınca sonuç yaylacılık adına olumsuz olarak yansıyor.
*
O yayla yollarındaki cümbüş, o renkli ortam, o yazın müjdecisi yaylacılık garipliğin simgesi haline geldi.

Not: Yazıda kullanmış olduğum resim ödüllü fotoğraf sanatçısı Gümüşhaneli Mustafa Zengin'e aittir.
Kendilerine göstermiş olduğu anlayıştan ötürü teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *