VELi YILMAZ

Akademik Cehalet

Yaşadığımız devir okuryazar cahiller dönemi olarak değerlendirmektedir.
*
Eskiden cahil denince okuma yazma bilmeyen ya da tahsili az olanı anlardık ve toplum tarafından bu olgu genel kabul gören bir gerçeği yansıtmaktaydı.
*
Akademinin rahle-i tedrisinden geçtiğine inandığımız kişiler düşük düzeyli insan gruplarıyla oyalandıkları görülmekte.
*
Cehalet kavramı belirli genel kabullerin dışında farklı tanımlamalarla ifade edilmektedir.
*
Bu çerçevede soran, sorgulayan, neden niçin sorusunu sorup, sonuçlar oluşturmaya çalışan insanlar artık günümüzde değer oluşturmaya başlamıştır.
*
Bu doğrultuda sorulmayan sorgulanmayan alan olarak bilinen ve kabul gören, dogmatik kavramlar ile sınırları belirli dokdirinsel yaklaşımların çağımız dünyası'nda göreceli olarak diğer uluslara kıyasla, konforlu yaşayan bilimde ilerleyebilmiş milletlerce, kabul görmediği bilinmekte.
*
Dolayısı ile analitik düşüncenin rehberliğinde üretilen fikirlerin kıymeti vardır ve değerlidir.
*
Bunun dışında belirli bir tedrisattan geçenlerce, bu tedrisattan geçenleri bilgili adledip; kendi bilgi dağarcığı ve bu bilgi dağarcığı temelinde sorgulamayan, dolayısıyla sığlaşmış düşüncenin yaygınlık kazanacağı yadsınamayacak bir gerçeği ifade eder.
*
Bu bağlamda her düşünce ancak yargılandıktan sonra kıymeti harbiyesi ile ne olup olmadığı anlaşılır ve ederinin ne olduğu görülür.
*
Dogmatik düşünceleri toplumun belirli kesimlerince akademik yönden kabul gören şahsiyetler aracılığı ile sormadan, akıl eleğinden geçirmeden, huzura sunulması " Nasıl olsa doğrudur" denilerek fikri zenginliği olmayanlarca kabul görmesi, toplumun önemli bir kısmının hayatı, yaşamı yanlış okumasına sebebiyet vereceği, kahir ekseriyetinin kabul edeceği bir husustur.
*
Bu doğrultu da hiçbir sonuç oluşturacak ve yaşamlara yön verecek hususlar akıl eleğinden geçmeden servis edilmemelidir.
*
Çağımızda cahil olmamak demek aslında fikrisabit olmamak demekle eş anlamlı bir hakikati anlatır.
*
Zira eleştirilen düşünce, şüpheli yada şüpheci yaklaşım biçimi, aydınlık sonuçların üretilmesine katkı sunar.
*
Bu bağlamda akıl süzgecinden geçirmek demek bilimin kavramsal temellerinin izinde yol almak demektir.
*
Yani bilginin ana dayanağı soru sormak, sorgulamak ve verimli sonuçlar üretebilmektedir.
*
Sonuç olarak günümüzde bu tür yargılarda bulunmayan, yada bulunamayan kişilerin esasında cahil kavramıyla beraber anılması gerekmektedir.
*
Dolayısıyla belirli bir akademik yapının içinden geliyor olmak ya da o akademik yapının bir parçası olmak cahil olmamak için yeterli değildir.
*
Buradaki temel argüman soru sorma yeteneğidir.
*
Doğru ve zamanlaması yerinde olacak bir soru, üstü örtülmüş gerçekleri aydınlatabilir.
*
Gerçeği en saf haliyle insanlara gösterebilir.
*
Bunun dışında açık olmayan fikirler, akademik birtakım etiketlere sahip olanlar tarafından söylene biliyorsa ve bu gıda ile beslenen toplumlarda bu durum çok çabuk kanıksanacak yanısıra çağın gerisinde bir yaşam biçiminde bu durum ifadesini bulacaktır.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *