VELi YILMAZ

Sağlıklı Düşünmek

Çok üretken milletiz, bağlı bulunduğumuz fikir kampında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı sahiden çok iyi becere biliyoruz.
*
Millet olarak maşallah her konuda fikirleri olan bireyleriz. En iyi inşaat mühendisi biziz, en iyi fizikçi, en iyi sosyolog ve hatta bulunduğumuz yaşa, kiloya ve deneyime bakılmaksızın en iyi futbolcu biziz.
*
Aman Allah'ım çok yetenekli harikulade bilgili ve donanımlı insanlarız. Bilgi edinmek, başkalarının söylediklerini dinlemekten ibaret.
*
Hangi güruhun mensubuysak, aidiyet duygumuz neredeyse,  biz oranın borusunu öttürüyoruz.
*
O topluluğun neyi doğru söylediğini, neyi söylemediğini, söylenenin ne kadarı doğru ne kadarı doğru değil, zerrece düşünme yok, körü körüne bağlılık var.
*
Yanlış olduğunu bildiği söz ve davranışları, bilerek, isteyerek sonuna kadar destekleyen insanlar haline dönüşmüşüz.
*
Bilgiye sahip olmamız için birbirimizi dinlememiz yeterli hale dönüşmüş. İletişim kanalı olarak saydığımız televizyonlar adeta birinin söylediğini diğeri tekrar eder hale gelmiş.
*
Özgürce ve tarafsızca bilgi vermesi gereken yazılı basın, neredeyse aynı başlıkları atar durumda.
*
Birbirinden farklı gazetelerde aynı cümlelerle olmasa dahi aynı anlama gelecek başlıkları görmekteyiz.
*
Hal böyle olunca sizin muhalefetiniz taze bir ışkın gibi hemen kırılabiliyor, söyledikleriniz uğultu içerisinde kayboluyor.
*
Sizi tanıyanlar nasıl böyle saçma bir fikre kapıldığınızı hayretler içinde gözleri yuvalarından çıkmış vaziyette takip ediyorlar.
*
Ancak; toplum olarak ciddi bir akıl tutulması yaşadığımız ortada. Diğer yandan dinlemeyi beceremiyoruz.
*
Kendi fikrimizin doğruluğunu kanıtlamak için sesimizi yükseltiyor ve sadece ben konuşayım, çünkü "ben haklıyım" modunda bir eylem hayatımıza egemen olmuş.
*
Bu kadar kamplara bölünmemiz, bu kadar tahammülsüz oluşumuzun nedeni aslında, ortak payda birliğinden vazgeçmiş olmamız ve ortak tarihi olgular üzerindeki toplum beraberliğinin zayıflaması ya da rafa kaldırmış olmamızdan ileri geldiği kanısı yoğun olarak düşünülmekte.
*
Ortak tarihi figürler, ortak söylemler, ortak milli değerlerin bertaraf edilmesi, toplumun çimentosunu sulandırdı.
*
Toplumun ortak tutkallarını yumuşattı. Toplumu birbirine bağlayan tasada ve kıvançta bir olduğumuzu ifade eden ve insanlara bir ülküyü hatırlatan milli hassasiyetlerin değersizleşmesi ile birlikte okumamak, araştırmamak, okuyarak değil duyarak öğrenmek gibi sığ ve bayağı bilgiler topluma egemen oldu.
*
O halde toplumu ayakta tuttuğu, en azından bu günlere göre çok daha iyi olduğunu düşündüğümüz eski toplum biçimine tekrar ulaşmak istiyorsak, eski milli ve kültürel yanı sıra ekonomik hassasiyetler gibi ortak paydaların geri gelmesi gerekir.
*
Örneğin kooperatif kavramı geri gelmedi. Mesela "İmece" kültürü yeniden var edilmeli.
*
Milli hassasiyetler konusunda malumu ilan etmeyi gerekli görmüyoruz. Zira herkesçe bilinen ve zaman içinde değersizleştirilen hususların varlığı, bilinmeyen gerçekler değildir.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *